Yeni transferimiz Gabriel Paulista, Beşiktaş YouTube’a konuk oldu ve kendisi için hazırlanan sorulara içtenlikle cevap verdi:
Güney Amerika futbolu ile Avrupa futbolu arasındaki temel farklar nelerdir?
“Bence önceki yıllarda Güney Amerika ve Avrupa futbolu arasındaki fark çok büyüktü. Ama son yıllara baktığınız zaman Güney Amerika futbolunun artık çok iyi bir aşamaya geldiğini, çok geliştiğini söyleyebilirim. Özellikle Brezilya’daki takımlar gelişme kaydetti. Brezilya’daki bazı takımların Avrupa kulüpleriyle rekabet edebilecek kapasitede olduğunu düşünüyorum.”
Güney Amerika genel olarak taraftarları ve tribün kültürü ile ön plana çıkar. Burada da seni ateşli bir taraftar grubu bekliyor. Onlara neler söylemek istersin, seni bekleyen bu taraftar grubu ile alakalı internette denk geldiğin videolar/görseller oldu mu?
“Sanırım benim bir oyuncu olarak karakteristik özelliğim bir savaşçı olmam. Her zaman takım arkadaşlarım ve kulüp için savaşan bir oyuncuyum. Kariyerim boyunca hep böyle oldum ve ailemden, ebeveynlerimden çok şey öğrendim. Bu özelliğimi daima geleceğe taşırım. Beşiktaş’ta da bu farklı olmayacak. Sahada her zaman kazanma isteğimi göstereceğim. Beşiktaş’ta olmak, taraftarlarla birlikte olmak benim için çok önemli. Buradaki taraftarın tutkusunu biliyorum ve bu bana sahada çok şey katacak. Her zaman bu arma için savaşan bir oyuncu olacağım.”
Kariyerinde kırılma anı olarak görebileceğin/değerlendirebileceğin bir gün veya zaman dilimi var mı?
“Şu anda böyle bir anı belirlemek biraz zor, birden fazla anım var çünkü. Avrupa’ya gelmek benim için çok önemli bir başarıydı. Kariyerimdeki kesinlikle önemli anlardan birisi de ilk defa profesyonel olmam ve Brezilya’da Esporte Clube Vitória’ya katılmamdı. Benim için büyük bir hayaldi. Avrupa’ya gelmek, buraya transfer olmak kolay bir şey değil ve elbette zor anlarım da oldu. Ama ilk profesyonel imzam ve Avrupa’ya gelmem benim için kariyerimdeki en önemli anlardı.”
İstediğin özel bir forma numarası var mı? Varsa sebebi nedir?
“Her zaman beş numarayı sevdim. Çocukluğumdan beri mahalle okullarında hep beş numarayı giymek istedim. Corinthians’ı tutuyordum ve Corinthians, Mascherano’yu transfer ettiğinde, Mascherano beş numara giymişti. Onun oyun tarzını çok beğeniyordum ve o andan itibaren beş numara giymek istedim. Vitória’da bu numarayı giyemedim çünkü Brezilya’da savunma oyuncuları genellikle bir, iki, üç, dört numara giyerler. Ancak Avrupa’da bu hayalimi gerçekleştirdim ve Arsenal ve Valencia’da uzun yıllar beş numarayı giydim. Maalesef Atletico Madrid’de beş numara giyemedim çünkü o numara başka bir oyuncudaydı. Şimdi bu beş numarayı almak için çabalayacağım çünkü kariyerim için önemli bir numara.”
Türkiye’ye olduğu gibi Beşiktaş’a da çok sayıda Brezilyalı futbolcu geldi ve gelmeye de devam ediyor. Beşiktaş’a geçmişten beri gelen Brezilyalı futbolcuları takip etme şansın oldu mu?
“Son zamanlarda biraz Talisca’nın kariyerini takip ettim çünkü Brezilya’da onunla karşılaştık, Vitória ve Bahia derbisinde de oynadık. Rekabet seviyesi yüksek maçlar oluyor. Tabii ikimiz de kendi takımımız için mücadele ettik bu maçlarda. Bildiğiniz gibi ardından Benfica’ya gitti ve burada da oynadı; onun için önemliydi. Dediğim gibi onu takip ettim. Ayrıca yanlış hatırlamıyorsam Vagner Love da buradaydı, kısa bir süre için. İkisi de Brezilya futbolu için önemli isimler.”
Beşiktaş ile alakalı yakın çevrenden bilgi veya tavsiye veren oldu mu?
“Direkt olarak Beşiktaş hakkında değil, ama şehir hakkında bilgiler aldım. Valencia’dan eski takım arkadaşım, aynı zamanda milli takım oyuncusu Cenk Özkaçar’la konuştum. Bana şehir, ülke ve burada bulunan imkanlar hakkında çok şey anlattı. Hem benim hem de ailem için en iyi şeylerin burada olduğunu söyledi. Şu anda yavaş yavaş keşfetmeye başladım ve bu kulübün tarihini daha çok öğrenmeye çalışacağım.”
Beşiktaş’taki hedefin ve burada yapmak istediklerini anlatabilir misin?
“Bir sporcu büyük bir kulübe geldiğinde her zaman şampiyonlukları düşünür. Benim için de farklı olmayacak. İlk düşüncem, yeni takım arkadaşlarımla, antrenörle ve oyun tarzına en hızlı şekilde uyum sağlamak. Kulüpte kendi hikayemi oluşturmak ve şampiyonluklar kazanmak istiyorum. Bu, oyuncu ve kulüp için önemlidir. Futbolda çok deneyimim var ama hala öğrenecek çok şeyim var. Her zaman gelişmeye çalışacağım ve bu da burada farklı olmayacak. Her antrenmanda ve her maçta kendimizi güçlendireceğiz ve büyük hedefimiz olan şampiyonluklara odaklanacağız.”
Türk yemekleri hakkında bilgin var mı?
“Aslında hayır, Türk yemekleri hakkında pek bir şey bilmiyorum ama elbette öğreneceğim. Ülkenin kültürlerini ve yemeklerini keşfetmeye çalışacağım. Şu anda her şey çok hızlı gelişti ve şimdi ailemle birlikte tatil için Brezilya’ya döneceğim. Döndüğümde, hedeflerime odaklanarak ve ailemle birlikte ülkenin kültürünü keşfederek devam edeceğim. Bakalım ne gibi özel şeyler var.”
Beşiktaş’ta daha önce Zago – Ronaldo ikilisi oynadı. Yine buradan yolu geçen Marcelo, Wellinton, Rhdolfo gibi stoperler vardı iz bırakan. Bu isimler hakkında neler düşünüyorsun?
“Aslında genel olarak onlarla ilgili pek bilgim yok. Zago’nun iyi bir oyuncu olduğunu biliyorum onu neredeyse hiç izlemedim ama nasıl bir etki yarattığını ve hikayesini biliyorum. Zago çok savaşçı bir stoper. Beşiktaş’ta kısa süre oynamış olsa da taraftarların ve kulübün efsanesi oldu. Bu yüzden hem Zago’nun hem diğerlernin burada yaptıklarını öğrenmek istiyorum ki böylece ben de onlar gibi burada önemli izler bırakabileyim. Ve tabii ki kendi hikayemi de yazmak istiyorum.”
Şu an neler hissediyorsun?
“Sanırım kariyerimde bir büyük kulüpte daha oynayacağım için mutlu ve kendimi gerçekleştirmiş hissediyorum. Çocukluğumdan beri her zaman profesyonel bir futbolcu olmayı hayal ettim. Herkes şampiyonluklar kazanmayı ve büyük kulüplerde oynamayı hayal eder. Ama ben bu seviyelere geleceğimi, bu kadar büyük kulüplerde oynayacağımı hiç düşünmemiştim. Dolayısıyla çok mutlu ve kendimi gerçekleştirmiş hissediyorum. Ailemle arkadaşlarımla menajerlerimle birlikte, hayatımdaki amaçlarıma doğru her zaman ilerlemeye çalışacağım.”
Bir idolün var mı?
“Evet, iki tane var. Lúcio benim için büyük bir referans oyuncu oldu, özellikle de babam için; babam, oyun tarzımın Lúcio’ya çok benzediğini söyler. Ayrıca Ayala’yı da çok beğenirim. Onun oyun tarzını çok seviyorum. Her zaman çok büyük bir istek ve mücadele gösterirdi, ayrıca benim gibi Valencia’da da bir idol oldu. Bu yüzden onların izinden gitmeye çalıştım ve kariyer olarak onlara yaklaştığımı söyleyebilirim. Kendimi geliştirmeye devam etmek istiyorum.”